//--> Sayfa Başlığı

MÜSLÜMAN ATEİST YAHUDİ... DİNİNİZ NE OLURSA OLSUN HOSGELDİNİZ

YASİN SURESİNİN TÜRKÇE MEALİ

YASİN (Yasayan Ölüler)

 

BİSMİLLAHİRRAHMANİRAHİM

1. Ya. Sin.

(Yaşam. Beden)

2. Herkesin bilmediği bir ilimle dolu Kuran hakkı için,

3. Sen şüphesiz peygamberlerdensin.

4. Doğru yoldasın,

5. Bu kitap da sana eşsiz El İlah tarafından bildirilmektedir,

6. Ataları uyarılmamış, bu yüzden kendileri de bilgisiz kalmış bir toplumu uyarman için.

7. Aslında onların çoğu düşünmüyor ve yaptıklarının cezasını hak etmişlerdir.

8. Sanki boyunlarına çenelerine kadar dayanan halkalar geçirdik de başları bu yüzden dik,

9. Sanki önlerine ve arkalarına duvar çektik de, bu yüzden görmüyorlar.

10. Onları uyarsan da uyarmasan da birdir, inanmazlar.

11. Sen ancak yumuşak kalpli ve görmediği halde korkan kimseleri uyarabilirsin. İşte onları, af ve mükafatla müjdele.

12. Şüphesiz ölüleri dirilten ve yaptıkları her işi tek tek yazan biziz. Her şey, büyük gerçeğin içinde yazılıp saklanmaktadır.

13. Onlara şu şehrin halkını misal getir; Hani elçimizi göndermiştik de dinlememişlerdi,

14. İşte o zaman ikinci elçimizi gönderdik. Onu da dinlemediler. Bunun üzerine üçüncü bir elçi gönderdik. Dediler ki; Biz El İlah’ın elçileriyiz!

15. Elçilere dediler ki; Siz de ancak bizim gibi birer insansınız ve gökyüzünden hiçbir bir şey inmiş değil, sadece yalan söylüyorsunuz.

16. Elçiler dediler ki; Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten elçiyiz,

17. El İlah’ı anlatmaktan başka bir şey de istemiyoruz, dediler.

18. Bunun üzerine şehirdekiler; Siz bize uğursuz geldiniz. Eğer gitmezseniz önce taşlar, sonra daha da kötü şeyler yaparız, dediler.

19. Elçiler şöyle cevap verdi; Sizin uğursuzluğunuz kendi anlayışınızdır, gerçeğin söylenmesi uğursuzluk mudur? Hiç mi düşünmüyorsunuz!

20. Derken şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi; Ey kavmim, bu elçileri dinleyin!

21. Sizden hiçbir bir ücret istemeyen bu kimseleri dinleyin, çünkü onlar gerçeği anlamış kimselerdir.

22. Ben kimim ki beni yaratan gücü inkar edeyim? Halbuki hepimiz Ona döndürüleceğiz.

23. Ondan başka ilahlar mı edineyim? Eğer El İlah bana bir zarar dilerse, yalandan ilahlar bana yardım edip kurtarabilirler mi?

24. Bunu yaparsam, açık bir yanlışın içine düşmüş olurum.

25. Şüphesiz ben Rabbinize inandım, beni dinleyin!

26. Sonra ona Cennete gir denilince şöyle diyecektir; Keşke kavmim bilseydi,

27. Rabbimin beni bağışladığını ve kurtuluşa erenlerden ettiğini!

28. Sonrasında, o kavmi yok etmek için gökten herhangi bir ordu indirmedik, indirecek de değildik.

29. Sadece tek bir çığlık, sönüp gittiler.

( Müminun suresinin 41 ayetinde de adı geçen bu tek ve korkunç çığlık, nefsin ölüm karşısındaki çığlığıdır.)

30. Yazıklar olsun insana! Bir haberci gelmeye görsün, ille de inkar etmeye kalkarlar.

31. Görmüyorlar mı ki, kendilerinden önce nice kavimleri yok ettik de hiçbiri geri dönmedi.

32. Elbette hepsi de kıyamet gününde karşımızda hazır bulunacaklar.

33. Bu konuda, toprak onlar için önemli bir misaldir. Yağmurla ona hayat verdik ve yedikleri bitkiler çıkardık.

34. Yeryüzünde fışkıran pınarlar, nice bahçeler bağlar yarattık.

35. Ta ki, onların meyvelerini ve onlarla yaptıklarını yesinler.Hala şükretmeyecekler mi?

36. Her şeyi zıddıyla yaratan El İlah, yeryüzünde yarattığı varlıkların, insanların ve gelecekte görecekleri her türlü şeyin üzerindedir.

37. İnsanlar için gece de bir ibrettir. Gündüzü çekip alırız da, karanlıklara gömülürler.

38. Güneş belirlediğimiz bir yerdedir, döner durur. Bu El İlah’ın kanunudur.

39. Ay için de yollar tayin ettik. Gider gider de, eğri bir hurma dalı gibi hilal olup geri döner.

40. Ne güneş aya yetişir, ne gece gündüzü geçer. Her biri ayrı bir yoldadır.

41. Tüm zürriyetlerini sadece bir gemiye doldurup taşımamız da insanlar için büyük bir ibrettir.

( Hud suresinin 37. ayetine gönderme yapılıyor.)

42. Onlar için, binecekleri başka şeyler de yarattık.

43. Dileseydik gemidekileri suda boğardık da, yardıma koşup kurtaran olmazdı.

44. Ancak katımızdan bir rahmet olarak, onların belli bir vakte kadar dünyada yaşamalarını diledik.

45. Ancak onlar; Herhangi bir şey yaparken El İlah’ı düşünüp korkun, belki bu suretle affedilirsiniz denildiğinde aldırmazlar.

46. Rablerinden gerçeği anlatan bir bilgi geldiğinde hemen reddederler.

47. El İlah’ın size verdiklerinden siz de verin denildiğinde derler ki; El İlah dileseydi onları doyururdu, Onun doyurmadığını biz mi doyuracağız, bunlar boş laflar.

48. Derler ki; Eğer gerçekten olacaksa, söyleyin bu kıyamet ne zaman?

49. Onlar birbirleriyle çekişip dururken, kendilerini ansızın yakalayacak o korkunç çığlığı bekliyorlar.

50. İşte o anda ne bir vasiyette bulunabilirler, ne geri dönebilirler.

51. O gün Sura üfürülür, bir de bakarsın ki kabirlerinden kalkıp koşarak Rablerine gidiyorlar.

52. İşte o zaman, eyvah derler. Bizi kim diriltti? Bu bize önceden bildirilen gündür, elçiler gerçekten doğru söylüyorlarmış!

53. Olan biten, tek ve büyük bir çığlıktan ibarettir. Onların hepsi huzurumuzda hazırdırlar.

( Her nefsin çığlığı kendinedir. Ancak tüm çığlıklar birleştiğinde yine korkunç tek bir çığlık duyulur ki, o da ölümle savaşan insanlığın çığlığıdır.)

54. O gün hiç kimse en ufak bir haksızlığa uğramaz. Orada ancak yaptıklarınızın karşılığını alırsınız.

55. O gün cennetlikler gerçek nimetler içinde safa sürerler.

56. Eşleriyle birlikte, gölgeler altında tahtlara kurulurlar.

57. Orada onlar için her istedikleri vardır, bütün arzuları yerine getirilir.

58. Onlara Rabbin selamı vardır.

59. Şu tarafa ayrılın ey günahkarlar!

60. Size; Şeytana tapmayın, çünkü o sizin açık bir düşmandır dememiş miydim?

61. Sadece bana kulluk edin, doğru yol budur dememiş miydim?

62. Şeytan çoğunuzu kandırıp saptırdı, hâlâ anlamıyor musunuz?

63. İşte bu, size haber verdiğimiz cehennemdir.

64. Ve yaptıklarınız sebebiyle bugün oraya gireceksiniz!

65. O gün dilleri suskundur. Neler yaptıklarını elleri anlatır, ayakları şahitlik eder.

66. Dileseydik gözlerini de kör ederdik, ama o takdirde doğru yolu nasıl görecekler?

67. Eğer dileseydik onları oldukları yerde dondururduk da, ne ileri gitmeye güçleri yeterdi
ne de geri gelmeye!

68. Kime uzun ömür verirsek onun hâlini terse çeviririz, hiç düşünmüyorlar mı?

69. Biz Elçiye şiir öğretmedik, zaten yakışmazdı da! Onun söyledikleri El İlah’tan gelen
açık bir bilgidir,

70. Arayanları uyarsın ve umursamazlar cezayı hak etsin diye!

71. Görmüyorlar mı ki sahiplendikleri birçok hayvanı da biz yarattık.

72. Bu hayvanları onların emrine verdik. Bazısını binek olarak kullanır, bazısını yerler.

73. Bu hayvanlarda onlar için nice faydalar vardır. Hâlâ şükretmezler mi?

74. Onlar El İlah yerine gerçek olduğunu zannettikleri başka ilahlar edindiler.

75. Halbuki bu ilahların onlara yardıma güçleri yetmez. Aksine, kendilerinin yardıma ihtiyacı vardır.

76. Ey Resul! Şu halde onların sözleri seni üzmesin. Şüphesiz biz onların gizlediklerini de,
söylediklerini de biliyoruz.

77. İnsan görmez mi ki biz onu basit bir sudan yarattık. Ama bakıyorsun ki, açık bir
düşman kesilmiş.

78. Kendi yaratılışını unutarak bize akıl vermeye kalkışıyor ve; Şu çürümüş kemikleri kim
diriltebilir, diyor.

79. De ki; Onları ilk yaratmış olan diriltecek. Çünkü O her türlü yaratmayı çok iyi bilir,

80. Yaş ağaçtan bile ateş çıkarır!

81. Gökleri ve yeri yaratan bir gücün, onların benzerlerini yaratmaya gücü yetmez mi?
Elbette yeter. O her şeyi hakkıyla bilen yaratıcıdır.

82. Bir şey yaratmak istediği zaman sadece ol der, oluverir.

83. Varlığın hakimi El İlah yücedir ve hepiniz Ona döneceksiniz

Bugün 3 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!
Sayfa Başlığı
Sayfa Başlığı
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol